T.C. Demiroğlu Bilim Üniversitesi ve Florence Nightingale Hastaneleri ile Geleceğinizi Şekillendirin

Erken Ergenlik Ne Zaman Tedavi Gerektirir?

Prof. Dr. Atilla Büyükgebiz

Ergenlik sürecinde neler yaşanır?

Çocukluktan erişkinliğe geçiş dönemini kapsayan ergenliği Prof. Dr. Büyükgebiz şöyle tarif ediyor: ‘’Vücutta daha önce gözlenmeyen ve ergenlik hormonları olarak adlandırılan, kızlarda östrojen erkeklerde ise testosteron salgılanması ile ortaya çıkan belirtilerle kendini gösterir.’’

Ergenliğin başlama yaşı ve belirtilerini Prof. Dr. Büyükgebiz şöyle açıklıyor: ‘’Kızlarda memelerin büyümeye başlaması, erkeklerde ise yumurtalıkların büyümesidir. Ergenlik; kızlarda ortalama 9 yaşında, erkeklerde ise 11 yaşında başlar. Ancak bu başlama yaşı; kızlarda 8-13 yaş, erkeklerde ise 9-13.5 yaş arası olabilir. Yani her çocuk ergenliğe farklı yaşta girer. Çocuğun; boyu artar, cinsel gelişimi hızlanır, psikolojisinde değişim yaşanır ve olgunlaşması başlar. Ergenlik ortalama 3-4 yıl sürer; kızlarda adet görme, erkeklerde ise sperm yapımı ile son bulur. Ortalama adet yaşı 11.5-12 yaş, sperm oluşma yaşı da 13.5-14 yaştır. Ancak bundan sonra da psikolojik gelişim ve boy artışı ergenlerde devam eder.’’

Erken ergenlik çocuğu nasıl etkiler?

Erken ergenliğe giren çocukların yaşıtlarından daha uzun boylu ve genellikle daha kilolu olduğunu; sebebinin ise salgılanan seks hormonu denilen kızlardaki östrojen, erkeklerdeki testosteron olduğunu belirten Prof. Dr. Büyükgebiz, bu çocukların özelliklerini şöyle sıralıyor: ‘’Yaşıtlarına göre psikolojik olarak farklıdırlar, ilgi alanları farklıdır, daha olgundurlar, karşı cinse ilgileri artabilir. Çocukluk yaşının özellikleri yerine ergen bir çocuğun özelliklerini küçük yaşlarda gösterirler’’ diyor.

Erken ergenliğe sebep olan etkenler nelerdir?

Prof. Dr. Büyükgebiz erken ergenlik sebeplerini şöyle açıklığa kavuşturuyor: ‘’Erken ergenlik; kızlarda meme gelişiminin 8 yaştan önce, erkeklerde ise testis gelişiminin 9 yaştan önce oluşmasıdır. Genellikle kızlarda rastlanır ve sebebi bilinmez. Nadiren buna beyinde hamartom denilen damar birikintileri sebep olur. Küresel ısınma, hormonlu gıdalar olarak basitçe adlandırılan gıda, temas ve solunumla vücudumuza giren kimyasallar önemli sebeplerindendir. Erkeklerde daha az görülür ve genellikle beyin veya beyin dışı bir rahatsızlık sebep olur’’ dedi.

Bu belirtiler varsa erken ergenlikten şüphe edilmeli mi?

Ergenlik dönemi ile ilişkilendirilen birtakım belirtiler, erken yaşta görüldüğünde ebeveynler endişe duyuyor. Peki hangi belirtiler aslında endişe gerektirmez? Prof. Dr. Büyükgebiz, ‘’Koltuk altı ve genital tüylenme, ter kokusu, hafif sivilcelenme ergenlik başlamasına delalet etmez. 6-8 yaş arası herkeste salgılanan böbreküstü bezi hormonu bazı çocuklarda bu durumlara sebep olabilir’’ diyerek bu konuya açıklık getiriyor. Ergenlik olduğuna karar vermek için mutlaka görülmesi gereken belirtileri ise şöyle vurguluyor: ‘’Ergenlik diyebilmek için mutlaka memelerin tek veya çift taraflı büyümesi, erkeklerde yumurtalıkların büyümesi gereklidir. Meme ağrısı meme büyümesine eşlik edebilir, meme büyümesi de memede tomurcuklanma şeklinde kendini gösterir’’ diyor.

Erken ergenlik tedavi gerektirir mi?

Erken ergenliğin tanı konamadığı zaman, tedavi edilmezse; boy kısalığı, erken adet görme ve psikolojik rahatsızlıklara sebep olduğunu bildiren Prof. Dr. Büyükgebiz, ‘’Dolayısıyla tanı konduğunda tedavi edilmelidir. Ancak bunun için fiziksel muayene, laboratuvar tetkikleri ile olgunun erken ergenlikte olduğu saptanmalıdır. Bazen 6-8 yaş aralığında iyi huylu meme büyümeleri olabilir. Bu durumu erken ergenlikten ayırt etmek gerekir, bu durumda tedaviye gerek yoktur’’ diyerek uyarıyor.

Ebeveynler nasıl bir yol izlemeli?

Erken ergenlik son 20-30 yılda artmasına rağmen, uzun yıllardır bilinen bir durumdur ve sadece bizim ülkemizde değil, dünyada artışı söz konusudur. Ebeveynlerin ergenlikle ilgili kaygılarını göz önünde bulundurarak Prof. Dr. Büyükgebiz şu açıklamalarda bulundu: ‘’Aileler çok telaşlı, zannediyorlar ki ergenlik ilaçla durdurulursa boylar uzar, avantaj kazanılır. Erken ergenlik bilimsel olarak kanıtlanıp, erken adet görme, boy kısalığı gibi sorunlara yol açacaksa durdurulur ve buna da aile değil, uzman hekim karar verir. Normal devam eden, ancak normale göre biraz erken başlamış ergenlikte, ergenliğin ilaçla durdurulması söz konusu olamaz. Bilimsel olarak yanlış olur ve çocuğun normal giden fizyolojisi ile oynanmış olunur’’ dedi.

Erken tanı için ebeveynler çocuklarını nasıl gözlemlemeli?

Erken tanı sayesinde erken ergenlik önlenebilir. Bunun için ebeveynlerin çocuklarının gelişimini takip etmeleri çok önemlidir. Prof. Dr. Büyükgebiz, ‘’Erken tanı ve tedavi kızlarda erken adet görme ve boyunun kısa kalmasını önler. Erkek çocuklarda yine boyunun kısa kalması ve erken cinsel gelişmenin önlenmesini sağlar. Ebeveynler çocuklarındaki gelişimi takip edebilirler; kızlarda 8, erkeklerde 9 yaştan önce belirtilen cinsel bulgular gözlenirse uzman bir hekime danışmalıdırlar’’ diyerek uyarıda bulunuyor.

Hormonlu gıdaların olumsuz etkisi var mı?

Hormonlu gıdalar erken ergenliğin nedenleri arasında sayılıyor. Bu terim, yüksek miktar doğal östrojen içeren besinler için kullanılır. Prof. Dr. Büyükgebiz, ‘’Bütün sebze ve meyvelerde doğal östrojen vardır; ancak keçi boynuzu, arı sütü, propolis, meyan kökü ve aktar ürünlerinde bu miktar daha fazladır. Bu ürünlerin çok tüketilmeleri kanda östrojen seviyesinin artmasına sebep olabilir ve çocuklar için erken ergenlik sebebi olabilir. Daha zararlısı sanayi de kullanılan bisfenol, fitalat gibi kimyasallardır; bunlar atık olarak suya, toprağa karışır ve besinleri zehirlerlerse, o besinlerin tüketilmesi de östrojenik etki yapar. Ancak bu gıdaların zararlı etki göstermeleri çok fazla tüketilmeleri ile olur’’ diyerek şu öneride bulundu: ‘’O nedenle besinleri mevsiminde ve uygun miktarlarda tüketmek önerilir’’ dedi.

Erken ergenlik yaşanmaması için nelere dikkat edilmelidir?

Erken ergenlik bütün dünyada artıyor. Prof. Dr. Büyükgebiz, ‘’korkmamak ve profesyonel yardım almak gereklidir’’ diyerek şu uyarılarda bulunuyor: ‘’Bahsettiğimiz gıdaları ve aynı gıdayı çok fazla tüketmemek, çevre sağlığına özen göstermek gereklidir. Zehirli atıkları belediye hizmeti olarak derelerden ve tarım toprağından uzak tutmak, ekolojik tarıma dönmek, pestisitleri bilinçli kullanıp tarım işçilerini eğitmek gibi birçok kuruluşun bir arada çalışması gereken bir konudur. ‘’Ailelere düşen görev nedir?’’ sorusunu ise Prof. Dr. Büyükgebiz şöyle yanıtlıyor: ‘’Ailelerin hormon bozucularla ilgili yayın ve bilgileri takip edip, bunlardan uzak durmaları gerekmektedir. Ancak yine de küresel ısınma, genetik yatkınlık gibi sebepler, ne kadar dikkat edilse de ergenliğin erken görülme riskini artırmaktadır’’ dedi.