T.C. Demiroğlu Bilim Üniversitesi ve Florence Nightingale Hastaneleri ile Geleceğinizi Şekillendirin
Rahim Ağzı Kanserinden Korunmanın 10 Kuralı
Prof. Dr. Ahmet Cem İyibozkurt
Rahim ağzı kanseri önlenebilir mi?
Rahim ağzı kanseri cinsel yolla geçen HPV virüsüne bağlı olarak gelişen bir kanser türüdür. Neredeyse tamamen bir enfeksiyona bağlı gelişmektedir. Aşı ve düzenli taramalar ile tamamen engellenebilir.
1-En önemli nedeni olan HPV virüsünü tanıyın
HPV insan papilloma virüsüdür ve içinde DNA içerir. Bugün için bilinen 200’den fazla tipi vardır. Bunların 15 tanesi rahim ağzı kanseri için yüksek riskli kabul edilir. HPV tip 16 rahim ağzı kanserlerinin %50’sine; HPV tip 18 ise %20’sine sebep olmaktadır. HPV tip 6 ve 11 ise halk arasında genital siğil olarak bilinen lezyonlara sebep olmaktadır. En ufak şikâyetinizde kadın doğum uzmanınıza başvurmak çok önemlidir.
2-Bu belirtiler rahim ağzı kanserine dikkat çekiyor
Rahim ağzı kanseri hiçbir belirti vermeyebileceği gibi, ara kanamalar, ilişki sonrası kanama, kan ile beraber akıntı gibi belirtiler verebilir. İleri evrelerde şiddetli kasık ağrıları, çok miktarda düzensiz kanama ve kötü kokulu akıntı gibi şikâyetlere de sebep olabilir. Bu belirtiler görüldüğünde doktora başvurulması önerilir.
3- Bu kanserden HPV aşısıyla korunmak mümkün
HPV aşısı, HPV virüsüne ve bu virüsün hastalık yapan etkilerine karşı geliştirilmiş bir aşıdır. İçinde mikrobik veya bulaşıcı bir parça içermez. Dolayısı ile yapılan kişiye HPV bulaşması söz konusu değildir. Kişide bu enfeksiyona karşı antikor oluşumunu sağlar. Böylece kişi gerçek HPV ile karşılaştığında virüse karşı antikor geliştiğinden HPV enfeksiyonundan korunmuş olur.
4-Aşı olmanın öneminin farkında olun
HPV aşısı, rahim ağzı kanserlerinin yaklaşık %90 kadarına koruma sağlamaktadır. Hiç cinsel teması olmamış kişileri aşılamak, aşılamanın ideal zamanıdır. Çocuklarda aşıya karşı bağışıklığın en iyi şekilde gelişeceği 9-15 yaş arası ideal aşı zamanıdır. Birçok dünya ülkesinde rutin aşılar içerisine girmiş olan HPV aşısının 9-15 yaş kız çocuklarına 6 ay ara ile iki kez yapılması önerilmektedir. Nüfusu nispeten az olan bazı ülkeler aynı yaştaki erkek çocukları da rutin aşı kapsamına almışlardır. Erkekler de aşı olabilir.
Cinsel teması hiç olmamış tüm kişiler aşılanabilir ve aşının tüm faydalarından yararlanabilir. Dolayısı ile bu kişiler aşı içerisinde olan HPV enfeksiyonunu kapmayacaklarından başkalarına da bulaştırmazlar.
Toplumsal fayda sağlamak adına, HPV virüsünün başka kişilere geçmesini önlemek için, cinsel temas ve partner sayısının daha az olacağı 25 yaşa kadar olan kadınlarda da rutin aşılama önerilmektedir. Bunun aşının başarısı ile bir ilgisi yoktur. Aslında aşı her yaşta etkilidir. Ancak 15 yaşından sonra aşı olacak kişilerin olması gereken aşı dozu 3’e çıkar ve ikinci doz ilk dozdan 2 ay sonra; üçüncü doz da ikinci dozdan 4 ay sonra yapılarak toplam 6 ayda aşılama tamamlanır.
5-Kontrollerinizi düzenli yaptırmaya özen gösterin
Rahim ağzı kanserleri bir anda gelişmez. Hemen her zaman öncesinde kanser öncülleri gelişir, zamanla bunlar kansere dönüşür. Düzenli kontroller bu öncüllerin saptanmasını ve tedavisinin yapılmasını sağlayacağından kanser gelişiminin önüne geçer.
Rahim ağzı kanseri özelliklerini taşımayan ancak dönüşme ihtimalinin olduğunu belirten kanser öncesi lezyonlara CIN denir. Bunlar, HPV enfeksiyonuna bağlı gelişen rahim ağzı hücre bozukluklarıdır. HPV’nin bazı türlerine göre gelişirler. En sık HPV 16 ve 18’e bağlı gelişirler. Kanser öncesi lezyonların dereceleri vardır. Örneğin CIN 1 genelde tedavi gerektirmezken CIN 3 tedavi edilmediğinde rahim ağzı kanserine dönüşebilir.
6-Doğru bilinen yanlışlara kapılmayın
- HPV aşısı olmak kişinin cinsel eğilimi artırmaz.
- Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmayı sağlayan koruyucu kılıflar, HPV enfeksiyonunun bulaşmasına engel olmaz.
7-Gerektiğinde tarama yaptırmayı ihmal etmeyin
Rahim ağzı kanseri öncülleri için mutlaka rutin kontroller ve taramalar gereklidir. Bu tarama iki şekilde yapılır. Bunlar, PAP smear testi ve yüksek riskli HPV taramasıdır. Bu ikisinin beraber yapılmasına kotest diyoruz. Günümüzde sadece Smear taramaları 3 yılda bir yapılabilir.
Sadece HPV veya kotest taramaları yapılıp her iki test de normal gelmişse 5 yılda bir yapılması da uygundur. Smear testine 21 yaşında veya cinsel hayat başladıktan sonra başlanmaktadır. HPV testlerine ise en erken 25 yaşından sonra başlanması önerilmektedir. Genel yaklaşım 30 yaş ve sonrasında HPV taramasına başlanmaktadır.
Düzenli olarak PAP-Smear ve yüksek riskli HPV tarama testleri gibi rahim ağzı kanseri taraması yaptırmak şarttır. Eğer taramalarda anormal bulgular veya yüksek riskli HPV taşındığı saptanırsa rahim ağzı detaylıca incelenebilir. Bu işlem genellikle anesteziye gerek kalmadan 10-15 dakikalık kısa bir sürede yapılır. Kanser öncesi lezyonların varlığını saptamada ve gerekirse biyopsi almada yararlı olur.
8- Cinsellikte tek eşliliğe önem verin
HPV’nin bulaşma riski partner sayısı ve partnerin partnerlerinin sayısı arttıkça fazlalaşmaktadır. Dolayısı ile tek eşlilerde rahim ağzı kanseri ve öncülleri gelişme riski daha azdır. Rahim ağzı kanseri için partnerleri çok sayıda olanlar riskli gruptadır. Ayrıca bağışıklığı baskılayıcı tedaviler alanlar, organ nakli geçirip bağışıklığı engelleyici ilaçlar alanlar riskli grupta kabul edilebilir. Bunu yanı sıra sigara içmek HPV’nin rahim ağzı üzerindeki etkilerini olumsuz etkilediği için rahim ağzı kanseri öncülleri olanlarda sigara tüketimi kesinlikle önerilmez.
9- HPV’nin başka kanserlere sebep olabileceğini unutmayın
HPV rahim ağzı kanserinin yanı sıra vajinal, dış genital bölge, anüs, ağız ve boğaz kanserlerine sebep olabilir. HPV erkeklerde de penis, anüs, ağız ve boğaz kanserlerine yol açabilir. Aşı bu kanserlere karşı da koruma sağlayabilir.
10-Erken teşhis ile tedaviyi kolaylaştırın
Rahim ağzı kanseri erken evrelerde tamamen tedavi edilebilir. Tedavisinde cerrahi ve radyoterapi ön plandadır. Rahim ağzı kanserlerinin erken evrelerinde rahim korunarak sadece rahim ağzının alınması veya rahim ağzının bir bölümünün alınması ve buna lenflere bakılması şeklindeki ameliyatlarla koruyucu cerrahiler yapılarak başarılı sonuçlar alınabilmektedir. Çocuk isteği olmayan kadınlarda rahim alınması ya da genişletilmiş rahim ameliyatları ve lenflerin alınmasıyla yine erken evrelerde çok başarılı sonuçlar alınmaktadır. Rahim ağzı kanserlerinin ileri evrelerinde ise kemoradyoterapi ile tümörün yine tamamen tedavi edilmesi sağlanabilmektedir.