T.C. Demiroğlu Bilim Üniversitesi ve Florence Nightingale Hastaneleri ile Geleceğinizi Şekillendirin
MEVSİMİNDE BESLENME ALIŞKANLIKLARIMIZ NASIL OLMALI? HANGİ GIDALARI TERCİH ETMELİ, HANGİ GIDALARDAN UZAK DURMALIYIZ?
İlkbahar, doğanın canlandığı, vücudun enerji ve yenilenmeye ihtiyaç duyduğu bir mevsimdir. Kış aylarında daha fazla yağlı ve kalorili gıdalar tüketilirken, ilkbaharda taze sebze ve meyvelere dengeli bir şekilde beslenmede yer vermek genel sağlığı destekler. Mevsiminde yetişen gıdalar ile beslenmek sağlığı korurken, çevre dostu bir beslenme alışkanlığı oluşmasına katkı sağlar.
Kış aylarında soğuğa karşı vücut ısısını sağlayabilmek için yağ ve karbonhidrat oranı yüksek olan gıdalara yönelim artar, işlenmiş gıdalardan kaynaklanan zararlı bileşenler, hareketsizlik nedeniyle biriken atıklar ve çevresel kirlilikten dolayı vücutta toksinler birikebilir. Ayrıca, düşük su tüketimi ve güneş ışığı eksikliği bağışıklık sistemini zorlayarak toksinlerin atılımını yavaşlatabilir. İlkbaharda yetişen bol lifli ve antioksidan açısından zengin gıdalar, sindirim sistemini destekleyerek bu toksinlerin vücuttan daha hızlı atılmasına katkı sağlar.
İlkbaharın öne çıkan meyveleri çağla badem, erik ve çilektir. C vitamini, folik asit, fitokimyasallar ve lif açısından zengin olan bu meyveler, vücudu toksinlerden arındırmaya yardımcı olur. Bahar sebzeleri arasında taze bakla, bezelye, semizotu, kuşkonmaz ve enginar yer alır. Bu sebzeler sindirimi kolaylaştırır ve antioksidanlar bakımından zengindir. Ayrıca, semizotu omega-3 yağ asitleri içeriğiyle kalp sağlığını desteklerken, kuşkonmaz karaciğeri toksinlerden arındırarak detoks sürecine katkıda bulunur. Bezelye, yüksek protein ve lif oranıyla uzun süre tokluk hissi sağlar ve kan şekerini dengeler. Taze bakla ise folik asit açısından zengin olup sinir sisteminin sağlıklı çalışmasına yardımcı olur. Enginarda bulunan sinarin karaciğer sağlığını destekleyen en önemli fitokimyasallardan biridir, yine enginarda bulunan inülin kan şekerinin düzenlenmesi ve bağırsak sağlığının korunmasına katkı sağlar.
Mevsim geçişlerinde vücut farklı ihtiyaçlar duyar, bu yüzden yeterli su tüketimi önemlidir. Günlük 2-2,5 litre su içmek metabolizmayı hızlandırır ve toksinlerin atılmasını kolaylaştırır. Duygu durum değişiklikleri, beslenme alışkanlıklarını etkileyebilir. Yapılan araştırmalar, mevsim geçişlerinde karbonhidratlı yiyeceklere yönelimin arttığını göstermektedir. Dengeli bir beslenme planı, bu tür yeme eğilimlerini kontrol altına alabilir. Beslenmede öğün atlamamak ve sağlıklı ara öğünler tercih etmek gerekir. Kahvaltıyı atlamak, günün ilerleyen saatlerinde daha fazla yeme isteğine yol açabilir. Ara öğünlerde kuru yemiş, taze meyve, sebze ve yoğurt gibi sağlıklı alternatifler tüketmek önemlidir.
Bahar aylarında mide rahatsızlıkları artabilir. Fermente gıdalar, bağışıklık sistemini destekler ve sindirimi kolaylaştırır. Ağır yağlı ve baharatlı yiyeceklerden kaçınmak, mide şikâyetlerinin azalmasına katkı sağlar.
Mevsim geçişleriyle birlikte görülen bahar yorgunluğu halsizlik, uyku düzensizliği ve stres gibi belirtilere neden olabilir. Hava sıcaklıklarının artışıyla birlikte vücut, biyolojik ritmini yeni koşullara adapte etmeye çalışırken enerji düşüklüğü ve odaklanma sorunları görülebilir. Bunun temel nedenleri arasında hormon seviyelerindeki değişimler, melatonin ve serotonin dengesizliği ile birlikte güneş ışığına maruziyetin artması gösterilebilir. Ayrıca, vücutta su ve mineral kaybının artması da bahar yorgunluğunu tetikleyebilir. Bu belirtileri azaltmak için sağlıklı beslenmek, yeterli su tüketmek ve düzenli egzersiz yapmak önemlidir. Magnezyum ve B vitamini açısından zengin besinler tüketmek, kas ve sinir sistemini destekleyerek enerji seviyelerini artırabilir. Yeşil yapraklı sebzeler, badem, ceviz ve tam tahıllar bu süreçte önemli rol oynar. Ayrıca, demir eksikliği bahar yorgunluğunu artırabileceğinden, anemisi olan bireyler kırmızı et, yumurta, baklagiller ve koyu yeşil yapraklı sebzelerle demir alımını desteklemelidir.
Bahar alerjisi, polenlerden kaynaklanan hapşırma, göz kaşıntısı ve burun tıkanıklığı gibi belirtilerle kendini gösterir. Alerji belirtilerini hafifletmek için bağışıklık sistemini güçlendiren besinler tüketmek önemlidir. C vitamini içeren portakal, limon, kivi gibi meyveler doğal antihistaminik etkisi göstererek alerjik reaksiyonların semptomlarını hafifletebilir. Omega-3 yağ asitleri bakımından zengin olan ceviz, keten tohumu ve yağlı balıklar inflamasyonu azaltmaya yardımcı olur. Ayrıca, antioksidan açısından zengin yeşil yapraklı sebzeler ve zencefil gibi doğal iltihap önleyici besinler, polen alerjisinin etkilerini azaltmada faydalı olabilir.
Mevsim değişikliklerine uyum sağlamak için uyku düzenine dikkat edilmeli, stres yönetimi sağlanmalı ve yeterli vitamin-mineral alımı desteklenmelidir. Düzenli uyku, sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivite, bahar yorgunluğunu önlemede ve mevsim geçişlerinde metabolizmayı ve ruh sağlığını desteklemede önerilebilecek en etkili yöntemlerdir.