Kaygı, kişinin gündelik hayatta karşılaştığı olaylarla ilgili olarak, engelleyemediği aşırı endişe ve kuruntulu beklenti içinde olmasıdır.

Kaygı Bozukluğunda özellikle önemli olan ruhsal süreç, kişinin “çevre üzerinde denetiminin olmadığı” inancıdır.

Kaygı, insanın düşünceleriyle yarattığı bir his olduğundan dolayı, “yanlış yorumlamalar”, “olumsuz düşünceler”, “aşırı genelleme yapmak”, “negatif bir bakış açısına sahip olmak” gibi etmenler de kaygı bozukluğuna yol açan başlıca nedenlerdir.

Kaygı bozukluğu, psikolojik (endişe, panik hali, yorgunluk, öfke) ve fiziksel (baş ağrısı, mide ağrısı vb.) rahatsızlıklara sebep olabilmektedir.

Pandemi sürecinde karşılaştığımız en yaygın psikolojik rahatsızlıklardan biri, kaygı bozukluğudur. Bunu yaşamamızın sebebi, yaşadığımız bu sürecin ne zaman biteceğini ve karşımıza nelerin çıkacağını bilmememizdir.

Bir çok şeyin bu kadar belirsiz olduğu dönemde kaygı yaşamamız çok olağandır. Bu süreçte kaygı düzeyimizi kontrol etmek ve minimal düzeyde tutmak hayati öneme sahiptir. Çünkü belirli bir düzeydeki kaygı bizi tehlikelere karşı korumaktadır.

Bu zor süreçte ruh ve fiziksel sağlığımızı korumak için;

Anda kalmak

Güvenilir kaynakları takip etmek

Kaygımız çok yüksek ise sosyal medyadan uzak kalmak

Arkadaşlarımızı ve ailemizi aramak

Bu sürecin geçici olduğunu anlamalıyız bu yüzden kendimize karşı anlayışlı olmalıyız.